Kitaplar


 

 


(Ortak kitap)
 



    https://www.facebook.com/ozmenu  https://twitter.com/unalozmen

 

Ünal Özmen

 
Ünal Özmen
ozmenu@gmail.com
F@TİH: Fatura karşılığı tüketici kredisi
09/12/2010
F@TİH: FATURA KARŞILIĞI TÜKETİCİ KREDİSİ
unalozmen@birgun.net / 30 Kasım 2010
   

Üst düzey bir MEB yetkilisine, elektrik faturasını ödeyemediğiniz okullara akıllı tahta almak kimin aklı, bu dar zamanda bu kadar parayı nereden buldunuz diye sordum. Yetkili, proje maliyetinin Dünya Bankası kredisi ile karşılanacağını söyledi. Anlattığına göre kredi teklifi Dünya Bankasından gelmiş ve başka bir amaç için kullanılamıyormuş.

Edindiğim bilginin özeti şu: Dünya Bankası, hükümete, “Proje karşılığı olarak size 1 milyar 500 milyon Dolar uzun vadeli, düşük faizli kredi verebilirim” diye bir teklif sunuyor. Banka, kredinin kullanabilmesi için projenin belirlenmiş malların alımını içermesini şart koşuyor. Hükümet ise siyasi rantı kendisine, vadesinin uzunluğu nedeniyle ödemesi sonraki hükümetlere ait krediyi hemen kabul ediyor.

Hükümet, Dünya Bankasından tüketici kredisi kullanacak

Yeterince açıklayıcı değilse, bizim bankaların fatura karşılığı verdiği tüketici kredilerini düşünün. Banka, belirlediği kalemden harcama yaptığınız faturayı getir kredini al der ya; aynen öyle.

Uluslararası finans kuruluşlarının kredi verme arzusu da bildiğimiz bankalar gibi aynı amaca yöneliktir: Elindeki parayı satmak. Kredi verilecek ülkeyi bulma, proje ve protokol hazırlama işi ise bu işler için organize olmuş lobiler aracılığı ile yürütülür. Lobi, alımı yapılacak 570 bin bilgisayar ve bir o kadar yazıcı ile akıllı tahtanın nerelerden kaç paraya alınacağını da belirlemiştir.

Demek istediğim, Başbakanın görkemli bir gösteriyle açıkladığı Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketinin (F@TİH) adı dahil özgün bir yönü yok. Bundan dolayı proje, bilgi teknolojisinin eğitimde kullanılması gibi bir amaç içermiyor; kapitalizmin tüketimi teşvik politikasının versiyonlarından biri. Bu ara AKP de payına düşeni alıyor. Yanlış anlaşılmasın, proje kapsamında ürünü satılacak şirketten rüşvet aldılar demiyorum. Bu işin sonunda AKP’nin payına düşen, teknolojiyi fetişe dönüştüren Türkiye toplumuna ufkunun genişliğini anlatma fırsatı bulmasıdır.

Proje 2009 yerel seçimlerinde de gündeme gelmişti

2009 yerel seçimleri öncesi dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik öğretmenlerin uygun fiyatla dizüstü bilgisayar almaları için seçim sonrası kampanya başlatacaklarını söylemişti. Görünen o ki Çelik’in 2009 yerel seçimlerinde kullandığı ancak protokol süreci uzadığı için gerçekleştirilmesi geciken proje, Haziran’da yapılacak genel seçimlerde de kullanılacak. O tarihte bu açıklama üzerine, Milli Eğitim Bakanı bilgisayar şirketlerinin sponsoru mu diye sormuştum. Bildiğiniz gibi 2005’te Vakıfbank kredisiyle öğretmenlere bilgisayar satışı da sponsorluk hizmetiydi.

Ya teknoloji insanı kullanırsa

Bilgi teknolojisi ürünleri, eğitimin amaçları ve diğer bileşenleriyle uyumlanmazsa istenilen sonuç alınamaz. İstenilen sonucu almak bir yana, başarısızlığı bile neden olabilir. Doğan Tılıç’ın bir arkadaşından aktardığı gibi “En kötü yatırım, altyapısı hazırlanmadan teknolojiye yapılan yatırımdır.”

Türkiye’de teknolojinin son ürünlerinin kullanılmasının başarıyı mutlak artırdığı gibi yanlış bir algı var. Teknolojik ürünler de sonuçta insan tarafından kullanılan araçlardır; insanı teknolojik ürünü kullanabilecek şekilde yetiştirmezseniz teknoloji insanı kullanır. Kullana kullana öğrenilir anlayışıyla böylesi pahalı donanımlara yatırım yapılmaz. Çünkü teknoloji ekmekle aynı sürede bayatlamaktadır. Teknolojik ömrünün kısa olması, bilgi teknolojisi ürünlerinin alımından önce kullanacak insanın yetiştirilmesini gerektirir. Ancak hükümet bunun ayrımında değil; olsaydı, başta okullar olmak üzere kamu kuruluşları bilgisayar mezarlığına dönmezdi.     

Bu alana yatırım yapılırken dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da teknolojik ürünün hangi amaçla kullanılacağının önceden belirlenmesidir. Şu anda Türkiye’de bilgisayar, bilgiye ulaşım aracı olarak kullanılıyor; ancak sınırlı bir alanda bilgiyi analiz edip yeni bilgiler üretme amacıyla kullanılmaktadır. Bu durumda yeni diye pahalı yatırımlara ne gerek var.

Başbakanın Köy Enstitüleri değerlendirmesi

Başbakan R. T. Erdoğan, 11 Eylül 2003 günü Ulusa Sesleniş konuşmasında şöyle demişti.  “Türk eğitim tarihi bakımından değil, dünya eğitim tarihi bakımından da çok orijinal bir girişim olan Köy Enstitüsü uygulamalarını bilimsel bir analize tabi tutmalarını ve bu deneyimden, bugün, özellikle yeni bilişim ve genetik tarım teknolojilerini eksen alarak, 'Biz nasıl yararlanabiliriz' diye araştırmalarını istedim.” Başbakan (yalan değilse), Köy Enstitüleri uygulamasının araştırılmasını dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’ten istemişti.

Aynı Erdoğan, geçen haftaki grup konuşmasında Köy Enstitülerinden söz etmenin nostalji olduğunu söyledi. Şöyle dedi:  “Eğitim enstitüleri nostaljileriyle yatıp kalkan CHP, eğitime ilişkin hiçbir hayal kuramamıştır. Oradaki tek tip insan yetiştirme hülyasından başka eğitime ilişkin hiçbir hayal kuramamıştır. Bugün de aynı hayalde. Geçti artık. Modern dünyaların gerekleri neyse Ak Parti iktidarıyla Türkiye bunu yakalamıştır.”

Başbakan, Köy Enstitülerinin bir eğitim felsefesine dikkat çekmek için gündeme getirildiğinin farkında olmasına rağmen, bu anlayışı gündemde tutanları kırklı yıllara dönme özleminde olmakla suçluyor.

Geçen zaman içinde aynı konuda birbirinin zıttı iki görüş; Erdoğan, birinci konuşmasında samimi değildi. Son konuşması samimi ve içten. Erdoğan’ın gittikçe dilini ve tavrını gericileştirmesini çelişki olarak görmemek gerek. Çünkü o aşı tutmayan bir ağaç.



1469 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Milli Eğitim Bakanı bunu izah etsin - 10/05/2011
Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atanan Abdulkadir Yılmaz’ın, özel yayınevlerinin elemanı olduğu, onlar adına ders kitapları yazdığı ortaya çıktı.
Öğretmen öğrencisinin aile yapısına uygun olmalı - 03/05/2011
Öğretmen öğrencisinin aile yapısına uygun olmalı
Herkesin kazandığı ihale: Ders kitapları ihalesi - 26/04/2011
Milli Eğitim Bakanlığı 2011-2012 öğretim yılında okutulacak ders kitaplarının ihalesini bugün yapıyor. AKP, iktidarının ilk yılında beş yıl kullanılacak kitaptan söz etmesine rağmen bu projeyi yaşama geçirmedi. Tek kullanımlık kitapta ısrar etti. Yin
Erdoğan - 19/04/2011
Erdoğan "Kızım normal vatandaş dağl" dedi. Felsefecilr Derneği: Düşünca Eğitimi dersi zorunlu olsun CHP seçim bildirgesinde eğitim İstifayazorlamanın küçük faydaları
Meclis Başkanı da Kenan Evren'den davacı olmalı - 13/04/2011
Meclis Başkanı da Kenan Evren'den davacı olmalı Eğitime Dair kitaplar Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz
“Andımız” bir yemin ve isteklendirme metni ise - 05/04/2011
Zorunlu din dersi tartışması, Alevilerin istemi olarak gündemdeki yerini korurken Kürtler de BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öncülüğünde ilköğretim okullarında her sabah öğrencilere törenle tekrar ettirilen “Andımız”ı tartışmaya açtı.
Polisi atlattım, kitabım matbaaya ulaştı - 29/03/2011
Şaka değil, polis el koymadan üçüncü kitabımı (Türkiye’nin Eğitim Gündemi) yayıncıma ilettim, o da matbaaya kadar ulaştırmış.
Polisi atlattım, kitabım matbaaya ulaştı - 29/03/2011
Şaka değil, polis el koymadan üçüncü kitabımı (Türkiye’nin Eğitim Gündemi) yayıncıma ilettim, o da matbaaya kadar ulaştırmış.
Bezdirici Bezdiriye (mobbing) son verebilir mi? - 22/03/2011
Mobbing, işyerlerinde gücü kullanma yetkisi olanların uyguladığı psikolojik saldırıyı tanımlayan bir kavram.
 Devamı