Kitaplar


 

 


(Ortak kitap)
 



    https://www.facebook.com/ozmenu  https://twitter.com/unalozmen

 

Ünal Özmen

 
Ünal Özmen
ozmenu@gmail.com
ŞûRA MI, İSTİŞARE Mİ? 2 Kasım 2010
14/12/2010
ŞûRA MI, İSTİŞARE Mİ?
02 Kasım 2010
   

Geçen hafta duyurusunu yaptığım için biliyorsunuz; dün, resmi adı 18. Milli Eğitim Şûrası olan bir toplantı başladı. Beş gün sürecek toplantı AKP’nin istişare toplantılarını gerçekleştirdiği Kızılcahamam’da yapılıyor. Davetlilerin ağırlanacağı yer ise bir termal otel: Asya Termal Tesisleri.  Nedense, adında “Asya” olan her organizasyon bende, devlet tarafından beslenen cemaat çağrışımı yapıyor. Bu Asya Termal Tesisleri de yüzlerce davetliyi bedava yedirip, içirip, yatırmayacağına göre epey bir lira ödenecek olmalı. Şûra bütçesinden…

Merak ediyoruz, şûra toplantıları için tasarlanmış ve adı “Şûra Salonu” olan iki bin kişinin toplanacağı salon sahibi Eğitim Bakanlığı yüzlerce insanı neden Kızılcahamam’a taşır? Konuklarını ağırlayacağı beş yıldızlı otele eşdeğer Başkent Öğretmenevi dururken neden özel bir otel kiralar. Şûra salonu, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bahçesinde; üstelik yatılı konukların ağırlanabileceği Başkent Öğretmenevine üç yüz metre mesafede.

Geçmiş yıllarda Şûra çalışmalarında görev almış bir okurum “Şûra çalışmalarının Kızılcahamam’da yapılacak olmasına pek bir anlam verememekteyim.” diye yazmış. Sistemin içindeki biri anlam verememişse, ben nasıl bir anlam verebilirim ki? Belli ki birilerine para transfer ediliyor; belki de Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Bakanlığının AKP ruhunu Kızılcahamam’da tazelemek istiyordur. Bildiğiniz gibi AKP de istişare toplantılarını kaplıcalarıyla ünlü bu ilçede yapıyor.

CHP Gurup Başkanvekili Muharrem İnce bu merakını çok önce (Haziran 2009’da) TBMM’de yaptığı gündem dışı bir konuşmasında şöyle dile getirmişti “Neden toplantılar sürekli bu Asya Termal Otelde yapılır anlamış değilim. Bilgisayarlı Eğitime Destek Kampanyası, MEGEB'le ilgili toplantı, Bilgilendirme Çalıştayı… Yani sizin öğretmeneviniz yok mu? Burayı kamulaştırmayı düşünüyor musunuz? Daha ucuza gelir. Yani bir baktım, şöyle bir taradım bugün, bütün toplantılar Asya Termal Otelde… Neden böyle oluyor, bunu Sayın Bakan herhâlde açıklayacaktır.”

Sayın İnce’den öğrendiğime göre Milli Eğitim Bakanı henüz bu soruya bir yanıt vermemiş. Çubukçu, bakalım CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın soru önergesini yanıtlayacak mı. Ali Koçal soruyor “Milli Eğitim Şûraları, uzun yıllar Şûra Salonunda ve Başkent Öğretmenevinde yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının bu amaçla yapılmış tesislerinin bu Şûrada kullanılmamış olmamasının özel bir nedeni var mıdır?18. Şûra için Kızılcahamam’da bulunan Asya Termal Tesislerinin seçilmesinin özel bir nedeni bulunmakta mıdır? Bu etkinlik için adı geçen kuruluşa ödenen para miktarı ne kadardır”?

BAKANLIK AYKIRI SES DUYMAK İSTEMİYOR

Toplantının gözden uzak bir yere taşınmasıyla, eğitimin sorunlarının gözden kaçırılmaya çalışıldığı anlaşılıyor. Bunu davetliler listesine baktığınızda da görüyorsunuz. Muhalif olabileceği düşünülen katılımcıların davetinden özenle kaçınılmış. Bu haliyle bu toplantıya şûra demek zor; sanki bir iç istişare toplantısı.

Şûranın sekretaryasını MEB adına Talim ve Terbiye Kurulu yapıyor; fakat bu kurulun istifa ederek görevinden ayrılmış bir önceki başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan davet edilmiyor. Halbuki İrfan Erdoğan Kurulun eski başkanı olmasa da eğitimci kariyerine bakılarak davet edilmesi gereken isimlerden biri. Ama davetliler arasında değil, çünkü istifa gerekçesi hükümet açısından sarsıcı olmuştu. Sayın Erdoğan’a davet edilmemesinin nedenini sordum: O da aykırı ses duymak istememiş olabileceklerini söyledi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç’da gündemin belirlenmesinde ve il komisyonlarının oluşturulmasında demokratik yöntemlere uyulmamış olmasından yakınıyor. Kılıç, önceki şûra kararlarını gerçekleştirmek bir yana daha da derinleştiren bir anlayışın yeni kararlar alacak olmasını ciddi bulmuyor.

İzmir il komisyonunda kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması görüşünün dile getirilmesi, Bakan Çubukçu’nun da bu görüşü tartışmaya değer bulması Şûranın hangi anlayışın egemenliğinde gerçekleştiğinin bir göstergesi. 

Eleştirel Pedagoji dergisi üçüncü yaşına girdi

“Referandumdan bu yana hararetli tartışmalara neden olan politik gün­demin izini sürdüğünüzde tartışmanın aslının eğitim olduğunu görüyorsu­nuz. Türban, zorunlu din dersleri ve anadilinde eğitim...

Türkiye’nin çözmekte zorlandığı, bundan dolayı da tartışmalı konumu­nu sürdüren bu ana sorunların üçü de eğitimle ilgili. Bunlar, siyasi yönü ağırlıklı olmasına rağmen mutlaka teknik yönüyle de ele alınması gereken konular. Çünkü sorun eğitimle ilgiliyse, çözüm yolu aranırken sosyoloji kadar pedagojiye de başvurmak gerek.

Ancak toplum olarak, bir olayı/olguyu bir­den fazla yönüyle ele alamıyoruz. Kabul etmek gerekir ki böyle bir sorunumuz var. Bu nedenle siyasi düzlemde çözüm arayışlarına girerken işin teknik boyutunu dikkate almıyoruz. Oysa siyasetçiler, akade­mik bilgiden yararlanabilseler, çözümsüz gibi görünen sorunlara bile kolayca çözüm üretebilirler. Fakat bunu denemiyorlar. Müneccim gibi davranmaktan vazgeçemiyorlar.

Bu sayımızda belki bir yararı olur diye anadilde eğitim sorununa öne çıkarmaya çalıştık. Yazarlarımız kendi görüşleri doğrultusunda tespit ve önerilerini dillendirmeye çalıştılar. Sizler de görüş ve önerilerinizi yazıp gönderebilirsiniz.

105 öğretmenin görev yaptığı bir okulda, elinde bir gazeteyle öğretmenler odasına girenin olmadığı bir ülkede eğitim dergisi çıkarmaya çalışıyoruz. İki ayda, bir paket sigara (sözün gelişi; sigara içmeyenler iki bardak çay olarak alsın) parasını bu dergiye ayıran eğitimci sayısını tahmin edersiniz. Bu kısırlık ortamında her sayıda bu işi nasıl yürüteceğimizi düşünmedik değil. Fakat sonunda inadımız galip geldi, ikinci yılımızı tamamladık.

Üçüncü yaşımıza daha deneyimli, üstelik yazılarıyla katkı sunmaya hazır dostlar edinerek giriyoruz. Yeni bir tasarım ve zengin içerikle 13. sayıda sizlerle yeniden buluşmak isteriz.”

Yukarıdaki yazıyı Eleştirel Pedagoji dergisinin 12. sayısının “sunuş” sayfasından aldım. Yayın yaşamının ikinci yılını tamamlamasından dolayı emeği geçenleri kutlamak için yazmalıyım diye düşünürken işin kolayına kaçtım. Eğitim politikalarının geri planını merak edenler, bu dergiyi izlemeli derim.



1179 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Milli Eğitim Bakanı bunu izah etsin - 10/05/2011
Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atanan Abdulkadir Yılmaz’ın, özel yayınevlerinin elemanı olduğu, onlar adına ders kitapları yazdığı ortaya çıktı.
Öğretmen öğrencisinin aile yapısına uygun olmalı - 03/05/2011
Öğretmen öğrencisinin aile yapısına uygun olmalı
Herkesin kazandığı ihale: Ders kitapları ihalesi - 26/04/2011
Milli Eğitim Bakanlığı 2011-2012 öğretim yılında okutulacak ders kitaplarının ihalesini bugün yapıyor. AKP, iktidarının ilk yılında beş yıl kullanılacak kitaptan söz etmesine rağmen bu projeyi yaşama geçirmedi. Tek kullanımlık kitapta ısrar etti. Yin
Erdoğan - 19/04/2011
Erdoğan "Kızım normal vatandaş dağl" dedi. Felsefecilr Derneği: Düşünca Eğitimi dersi zorunlu olsun CHP seçim bildirgesinde eğitim İstifayazorlamanın küçük faydaları
Meclis Başkanı da Kenan Evren'den davacı olmalı - 13/04/2011
Meclis Başkanı da Kenan Evren'den davacı olmalı Eğitime Dair kitaplar Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz
“Andımız” bir yemin ve isteklendirme metni ise - 05/04/2011
Zorunlu din dersi tartışması, Alevilerin istemi olarak gündemdeki yerini korurken Kürtler de BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öncülüğünde ilköğretim okullarında her sabah öğrencilere törenle tekrar ettirilen “Andımız”ı tartışmaya açtı.
Polisi atlattım, kitabım matbaaya ulaştı - 29/03/2011
Şaka değil, polis el koymadan üçüncü kitabımı (Türkiye’nin Eğitim Gündemi) yayıncıma ilettim, o da matbaaya kadar ulaştırmış.
Polisi atlattım, kitabım matbaaya ulaştı - 29/03/2011
Şaka değil, polis el koymadan üçüncü kitabımı (Türkiye’nin Eğitim Gündemi) yayıncıma ilettim, o da matbaaya kadar ulaştırmış.
Bezdirici Bezdiriye (mobbing) son verebilir mi? - 22/03/2011
Mobbing, işyerlerinde gücü kullanma yetkisi olanların uyguladığı psikolojik saldırıyı tanımlayan bir kavram.
 Devamı