BDP, derslerin Andımız’la başlamasına itiraz etti ama Elhamdülillah Müslüman’ımla başlamasında problem görmedi "Madde 9- 1739 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin mülga birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. 'İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.'" Kimi liberaller, muhalefetin değilse bile, bilim insanlarının kaygıları dikkate alınır bazı maddeler Meclis görüşmeleri sırasında önergelerle değiştirilir diyerek iyi niyet pompalarken kesintili eğitim teklifinin 9. Maddesi yukarıdaki gibi değiştirildi. İlk tepki Kamer Genç’ten geldi. Oturduğu yerden fırlayıp “Orada, bu kürsüye gelirken yemin ettiniz Anayasa'ya, laikliğe sadakat göstereceğinize.” dedi. Sonra BDP grubu adına Hasip Kaplan konuştu “Birisi din, inanç, diğeri dil, kültür; bunlarda yasak olmaz.” dedi. Kaplan’ı dinleyenler dinin Türkiye’de Kürtçe muamelesi gördüğünü sandı. Kaplan tecrübeli bir politikacı mutlaka neyi niçin yaptığını biliyordur; özgürlük kapsamında ele aldığı Kuran hıfzı dersinin MHP önerisi olduğunun farkında olarak… Hasip Kaplan 29 Mart günü AKP Grubu tarafından hoşnutlukla karşılanan bu konuşmayı yaparken anadilinde eğitimin bir hak olduğunu ve bu hakkı uğruna mücadele edeceğini hukukuna işlemiş olan Eğitim Sen, GMK bulvarında polis çemberi altında eğitimi bilimsellikten tamamen uzaklaştırılacak yasa teklifine karşı direniyordu. Evet, haksızlık etmeyelim, bazı BDP milletvekilleri alanı ziyaret ederek eyleme destek verdi; hatta Ertuğrul Kürkçü, bibergazına maruz kaldı ve o alandan aldığı mesajı Meclise götürüp tutanaklara geçirdi. Fakat hepsi bu kadar. Daha ilgincini söyleyim mi; MHP, AKP’lilerin kendilerinden kopya ettiğini söylediği seçmeli Kuran ve Peygamber’in hayatı dersini getiren maddeye rağmen oylamaya katılmadı (bir milletvekili katıldı o da çekimser oy kullandı). Buna karşın oylamaya katılan 8 BDP milletvekilinden 5’i olumlu oy kullandı. AKP 5 oya muhtaç değildi, fakat bu beş kişi genel siyasi tutumlarını deklere edebilecekleri bu fırsatı değerlendirmeyi yeğledi. Ancak 3 kişi hariç diğerleri (“sosyalistler” dahil) oylamaya katılma ve hayır deme gereğini/cesaretini gösteremedi. Bağımsız milletvekili Levent Tüzel ise tam bağımsızdı; Eğitim Sen genel merkezine destek ziyaretinin dışında yasa görüşmeleri sırasında ağzını açıp bir tek söz söylemedi, kayıptı. (Kamer Genç sosyalist olsaymış diyorum…) Kısacası BDP, yasa karşısında sivil ve entelektüel müttefiklerini tatmin edecek bir duruş sergilemedi. Bu tavrıyla bölgesel olmayan demokratik taleplere karşı ilgisinin sınırlı olduğunu gösterdi. Tartışılacak bir tutum; Andımız’ın kaldırılmasına dönük BDP istemine destek çıkanlar haklı olarak soracak şimdi: ‘Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’la elhamdülillah Müslüman’ım arasında ne fark var’ diye. Ben de soruyorum, birinden birine evet diyenler arasındaki fark nedir? ‘Kürtçe din dili değil, dini kavramları bu dilimizle izah etmenin imkânı yok, Kürt vatandaşlarımız İslam dinini doğru dürüst anlayıp gereğini yapabilmeleri için Türkçe’yi en iyi şekilde öğrenmelidir.’ BDP ne yaparsa yapsın pek yakında bir ilçe kongresinde Bülent Arınç’ın benzer bir ifadeyle belirmesini engelleyemeyecektir. |
2411 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |