Gelir dağılımı adaletsizliğini eğitimle çözmek
Milli eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Tahran'da katıldığı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısında İranlılara "Eğitim bir ülkenin sorunlarının çözümünde yegane yoldur, eğer bir ülkede ekonomik geri kalmışlık söz konusuysa, gelir dağılımında bir adaletsizlik varsa bunlar eğitimle çözülür" demiş. İki cevizi iki kişiye birebir paylaştıramıyorsak, ceviz sayısını artırmak gerek diyor Bakan! Anladığım kadarıyla Dinçer önce insanları eğitecek, eğitilen insan eldeki iki cevizi dörde çıkaracak ve ancak o zaman iki kişi dört cevizi ikişer ikişer paylaşabilecek. İyi de, eldeki iki cevizi birebir paylaştırmayan gücün (devlet) aklına adalet neden ceviz sayısı artınca gelsin ki! Acaba Bakan, üretim, güçlünün (zenginin) tüketemeyeceği kadar artarsa güçsüzün (yoksulun) de payına artıktan bir şeyler düşer mi demek istiyor. (Böyle düşünüyorsa haklı. Para bakımından dünyanın en zengin ve en yoksul iki Müslüman ülkesini düşünelim; Katar ve Yemen). Eğitim Bakanı, gelir dağılımındaki adaletsizliği çözecek eğitim anlayışının hangisi olduğunu belirtmediğine göre kendi eğitim modelini kastediyor olmalı. Yani dini eğitimi... Bu durumda Bakana sormak gerek: Neden ekonomik gelişmeye katkısı olmayan din öğretimini eğitimin birincil amacı haline getirdiniz? Adaleti sağlamak ekonomik kalkınmayla mümkün oluyorsa bin üç yüz küsur yıldır insanların üretim yeteneğine hiçbir katkısı olmamış, eldekini de "adil" bir şekilde bölüştürmeyi başaramamış İslam’ı bir öğreti olarak neden merkeze alıyorsunuz? Neden tarım ortaokulları değil de, imam hatip ortaokullarında ısrar ediyorsunuz. Ömer Dinçer’in bir düşünce ürünü sanıp Acemlere satmaya kalkıştığı fikir, fikir değil; eğitim, öyle sandığı gibi her şeyi düzeltemez. Onun yerleştirmeye çalıştığı eğitim modeli ise ne üretimi artırır ne de adalet duygusunu geliştirir; aksine daha da bozar, çünkü denenmiş. Adil ve verimli insanlar yetiştirmeyi amaç edinen eğitim sistemi kişiyi kendi haklarıyla birlikte başkalarının haklarına saygılı olma konusunda eğitmeli ve aynı zamanda üretim kapasitelerini kendi mutlulukları için artırmayı amaçlamalıdır. Bu durumda bile bölüştürme işini onların vicdanına bırakmamak, yasalarla güvence altına almak gerek. Aksi halde şekil birde görüldüğü gibi eğitim hatası olarak ortaya çıkan unsurlarla uğraşmak zorunda kalınır. |
2310 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |