“Andımız” bir yemin ve isteklendirme metni ise Zorunlu din dersi tartışması, Alevilerin istemi olarak gündemdeki yerini korurken Kürtler de BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öncülüğünde ilköğretim okullarında her sabah öğrencilere törenle tekrar ettirilen “Andımız”ı tartışmaya açtı. Andımız, içeriğindeki milliyetçi vurgu nedeniyle hep itiraz edilen bir metindi. Fakat ilk kez bu yemine uyulmayacağı bir siyasi parti tarafından deklere ediliyor. Din dersi, ulusal ve uluslararası yargı kararlarına rağmen zorunlu olmaya devam ediyor. Andımız konusunda ilk yargı kararı aleyhte oldu. Danıştay 8. Dairesi, Muhammet Çiçek’in yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davayı reddetti. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru başlamadığına göre bu dava da AİHM’e gidecek. Sonuç ne olursa olsun ok yaydan çıkmıştır. Danıştay yargıçları her ne kadar milliyetçi söylem içermiyor deseler de Kürtlerin, çocukları üzerinden boykotu, Andımız’a misyonunu teslim etmiş, Kürtler açısından (olmayan) anlamını yitirmiştir. Selahattin Demirtaş’ın “Türküm yerine Kürdüm denilmesini de istemem.” açıklaması bu metni hepten milliyetçileştirmiştir. Andımız bir yemin ve isteklendirme (motivasyon) metni ise “Ben böyle bir yemin etmek istemiyorum, etsem bile sözümde durmayacağım.” diyen birine ısrarla tekrarlatmak da anlamlı bir çaba değil. Biline ki zorla isteklendirme olmaz. Kısacası tutulmayacak yemin, “yemin et!” diyen açısından da anlamlı değil. Aleviler, nedendir bilmem ama din dersi boykotunu gerçekleştiremediler. Alevi nüfusunun belli bir bölgede yoğunlaşmamış olmasının boykota katılan öğrencilerin azınlıkta kalıp dışlanmasına ve hatta kimi yerlerde tecrit edilmelerine neden olur diye vazgeçilmiş olabilir. Yine de istemdeki ısrarı vurgulaması açısından önemliydi. Buna rağmen, Andımız boykotunun din dersi boykotundan farklı olarak uygulanma şansı oldukça yüksek; uygulanması da mümkün: Düşünsenize, tören alanında bin çocuk ve sessiz üç dakika. |
3043 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |