Düşünme Eğitimi ile Medya Okuryazarlığı, Avrupa Birliği İlerleme Raporundan geçer not almak için 2007’de ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğretim programlarına kerhen eklenen seçmeli derslerden ikisi. Öğrenci bu dersleri ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıfın birinde alabiliyor, birini seçen sınıf diğerini seçemiyor. Daha da kötüsü bu iki dersin ne öğretmeni ne ders kitabı (Talim Terbiye resmi yazıyla başka materyal kullanmayı da yasaklamış.) ne de değerlendirmesi var. Bunlar olmadığı için daha doğrusu SBS’de soru çıkmadığı için seçeni de yok. Kerhen dememiz bundan.
Milli Eğitim Bakanlığı müfredatları onaylayıp ortaya atmış, gerisiyle ilgilenmiyor. Medya Okuryazarlığı dersine ilgiyi artırmak için RÜTÜK reklam yaparken Felsefeciler Derneği de Düşünme Eğitimi dersinin Milli Eğitim Bakanlığının elinde çarçur olmasını engellemek için bir dizi öneriyle ortaya çıkıyor. Dernek, cumartesi günü düzenlediği sempozyumda, dersin hem zorunlu olması hem de bu derse felsefe grubu öğretmenlerinin girmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. Felsefeciler haklı, bu dersin konusu, derste geçen kavramlar ve kazanımları felsefe kökenli. Düşünme, zaten felsefeyle ilgili bir kavram.
Bana tuhaf gelmiyor ama bilginiz olsun diye yazıyorum: Düşünme Eğitimi dersi 6, 7, 8. Sınıflarda okutulan bir ders olmasına rağmen programını yapan beş kişiden ikisi sınıf öğretmeni, ölçme ve değerlendirme dışı tutulan dersin programını yapanların diğer ikisi ise ölçme değerlendirmeci! Haksızlık etmeyelim, aralarında bir de felsefeci var.
Anlayacağınız özensizlik programın yapımında başlamış. Uygulamada özen beklemek fazla iyimserlik olur. Hele bir de dersin adı ve içeriği düşünmekle ilgiliyse…