Yandaşlar hariç herkes, ÖSYM Başkanı Ali Demir’in istifa etmesi gerektiğinde hemfikir. Kimse, özellikle öğrenciler, KPSS’ye girecek memur adayları ve diğer sınavlara girecek olanlar kaderinin böylesi birinin elinde olmasını istemiyor.
Fakat Ali Demir’in istifasını isteyenler biraz beklemek zorundalar; en az 28 Eylül 2011 tarihine kadar. Çünkü 22 Eylül 2010 tarihinde vekâleten görevlendirilmesine rağmen ataması 28 Mart 2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak asalete dönüştü. İşgal ettiği makamın emeklilik haklarından yararlanabilmesi için asil olarak altı ay görevde kalması gerekiyor.
ÖSYM başkanlığı, maaşı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ve YÖK başkanvekillerinin özlük haklarına denk bir makam. Şu anda ne kadar maaş alıyor, huzur hakkı kaç paradır bilmiyorum fakat mevcut makamında altı ayı doldurduktan sonra kapıcı olarak da atansa bu gün itibariyle 4 bin Liraya yakın emekli maaşı alacak. Eğer bugün istifa ederse sadece profesör unvanıyla emekli olabilecektir ki bu unvanla emekli olduğunda eline ancak 2 bin 200 Tl. geçer.
Yine de kendimizi şanslı saymalıyız! ÖSYM Başkanı Ali Demir, daha önce İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü görevinde bulunmamış olsaydı, makamının sunduğu avantajlardan ancak iki yıl görev yaptıktan sonra yararlanabilecekti. Bereket versin ki daha önce makam tazminatlı görevlerde bulunmuş olanlara sonradan atandığı görevin tazminatını hak etmek için altı ay yeterli oluyor!
Türkiye’nin kamu yönetimindeki hiyerarşik yapılanmasında daire başkanlığı ve üstü görevler makam tazminatına tabi görevlerden sayılıyor. Bu görevlerde maaş, tabi ki emeklilik döneminde alınacak aylık da makamın katsayısına göre belirleniyor.
İstifaya davet edilen, akademik unvanı tartışmalı, sahiplenilmese işsiz kalacak biri. Emekliliğini altı asgari ücretlinin toplamına eşit bir refahla geçirmesi garanti edilen böyle birinin tamah (açgözlülük) etmesi normaldir.