Üniversitelere “korucu” sistemi Cumhur Bakanı Abdullah Gül'ün Cuma sofrasına konuk olan üniversite öğrencilerinin, öğrencilerin değil de öğrencisi oldukları üniversitelerin temsilcisi oldukları ortadaydı. Gazi ve Bilkent Üniversitesinden çağırılan öğrencileri yemekten bir gün önce televizyonlarda dinlemiş, rektörlerinin yüzünü kara çıkartmayacak çocuklar olduklarını o zaman anlamıştım. İkisi de kendi üniversitelerindeki öğrencilerin protesto eylemlerine katılmıyor olmasından gurur duyan, "olgun" çocuklardı. Ülkelerinin huzurunu bozacak kışkırtmalara kanmayacak kadar uyanık milliyetçi ve vatanperverdiler! Bakın buraya yazıyorum: Bu çocuklar büyüdüğünde her biri bir Hasan Celal Güzel olacak. Önce devletin saygın makamlarında göreceğiz onları. Sonra milletvekili, bakan, başbakan olacaklar. Belki biri cumhurbaşkanı bile olacak. Bürokrat, bakan, başbakan olamayan, mutlaka köşe yazarı olacaktır. Ve otuz yıl sonra, iktidarla kurdukları ilişkiyi bozacak olan o günün öğrencilerine "Ben öğrenci konseyi başkanı iken" diye başlayacaklar nasihat vermeye. Özellikle yemeğe jaguarla giden çocukta bu potansiyeli görüyorum. Temenni etmiyorum ama bu taraftan da yani eylemci öğrenciler arasından, bugün içinde yer aldığı öğrenci hareketini referans olarak kullanan “Yetmez ama evet”çiler çıkma ihtimali de yok değil.* Cumhur Bakanının yemeği, yaygınlaşarak süreceği öngörülen öğrenci protestolarına içeriden kalkan oluşturmaya hizmet edecek. Belki de amaç bu… Bunu görebiliyoruz. “Türk gençliği de Türk öğrencisi de provokasyona gelmeyecektir.” diyen, elbette provokasyona gelenleri(!) Türk saymayacak ve onları bertaraf etmeyi görev bilecektir. Üniversitelerde polise korucu hizmeti vermeye hazır bir grup yaratmak zor değil.
|
2598 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |