“Yeni YÖK” Başlıktaki "Yeni" sözcüğünün "Y" si ilk harf olduğu için büyük yazılmadı. Başkanı Yekta Saraç, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) başına “Yeni”yi niteleme sıfatı olarak ekleyip isimleştirdiği için “Yeni”nin “Y”si büyük yazıldı. Artık YÖK'e "Yeni YÖK" deniyor.
Bu olanaksız! Anayasal kurumun adı Anayasa değişikliği ile mümkündür, Anayasa'yı da ancak TBMM değiştirebilir diye düşünebilirsiniz. Türkiye'nin hâlâ anayasası olan bir devlet olduğunu düşünüyorsanız bir sakıncası yok, öyle düşünmeye devam edebilirsiniz!
Yekta Saraç, YÖK'ün 38. kuruluş yılı vesilesiyle gerçekleştirdiği basın buluşmasında YÖK’e "Yeni YÖK” demelerinin sebebini “YÖK'ün yeni projelerinden ve rutin yaptığı işleri yeni bir üslupla kurgulamasından ileri geldiğini” açıkladı. "Yükseköğretim Politikalarında Yeni YÖK" adıyla yayımladıkları kitapçığa yazdığı önsözde ise "Bu yeni ve yenilikçi girişim ve projelerimiz, aynı zamanda kullandığımız Yeni YÖK kavramının da gerekçelerini sunmaktadır." diyor. Alıntılarda da gördüğünüz gibi "Yeni", cümle içinde YÖK'ten önce ve ilk harfi büyük yazılarak kullanılıyor.
YÖK'ün, doçentlik başvuru belgelerinin e-devlet üzerinden indirilmesi gibi yeniliklere imza attığını inkâr edemeyiz! Başkan, bu ve benzeri kolaylıkları döneminin yenilikleri olarak sunup kendini seleflerinden ayrı bir yere koyabilir. Buna da bir diyeceğimiz yok. Ama sanırız Yekta Saraç, başkanı olduğu kurumun adını isim hakkını alamamış otobüs firmaları gibi değiştiremez! YÖK, "Yeni Adana Seyahat" değil ki; Anayasa’ya uygun olarak kurulmuş, kendi kanunu olan bir kamu kurumu. Hakkı başkasına ait firma isimlerinin önüne "Yeni" ekleyen girişimciler bile Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ederek işletmelerini kanunileştirmek zorundayken Saraç, firmasının adını kurum bülteniyle değiştiriyor! 206 üniversitesinin tümü kayyumla yönetilen, birinde bile seçimle gelmiş rektörü bulunmayan YÖK’ün başkanı “'YÖK niye üniversitelere müdahale ediyor' döneminden 'YÖK, üniversitelere şu konularda niye müdahale etmiyor' dönemine geçildiğini görüyoruz.” diyor muhabirlere! YÖK, YÖK’tür; yeni olmuş, eksik olmuş bizim için fark etmez. Adına ne derseniz deyin ama bu tür yalan beyanlarla milleti enayi yerine koymayın! YÖK Başkanının “YÖK'le ilgili '12 Eylül'ün mirası' algısı son yıllarda giderek dağılmaya başladı.” tespitine katılıyoruz. Bu doğru, 12 Eylül’ü aratacak kadar baskıcı, basiretsiz, bilimsiz bir yapıya dönüştü YÖK. Başkan bunu kastediyorsa “Yeni” denmesini biz de kabullenebiliriz. YÖK’ün “Yeni YÖK” olarak anılmasını gerektiren başka yenilikler de var: Eski AKP milletvekillerinin rektör olarak atanması (Rektörü eski AKP milletvekili olan üniversitelerin bazıları: İstanbul Sağlık Bilimleri, Avrasya, Ege, 9 Eylül, Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Kütahya Sağlık Bilimleri); üniversitelerin iktidar partisinin teşkilat binası olarak kullanılması; Eş, evlat, kardeş ve yakın taallukatların rektör, genel sekreter, öğretim üyesi yapılması; Tarikat ve cemaatlerin yatırım yaptığı, örgütlenip kadro devşirdiği yerlere dönüşmesi; Akademik tezlerde intihal oranının yüzde 34.5’e yükselmesi, açılışının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen elliye yakın üniversitenin akademik yetersizlik nedeniyle yüksek lisans ve doktora tezinin bulunmaması (YÖK Ulusal Tez Merkezi verilerine göre); Yapı (inşaat) ve Teknik İşler Daire Başkanlıkları hariç(!) üniversitelerde özerklik ve özgürlükten söz edilememesi; Sadece bunlar bile YÖK’ün “Yeni YÖK” olarak anılmasını gerektiren yeni bir durum. Bizce sorun yok, TBMM ne der bilemeyiz. |