Öğrencilerin farklı kültürel kaynaklara erişimi engelleniyor

Pazar günü gazetemizin sürmanşetten verdiği Müdür, Cehov’u Che sandı! başlıklı haberi okumuş olmalısınız. Haberin konusu, Mina Urgan’ın Bir Dinozorun Anıları adlı kitabının edebiyat dersinde öğrencilere önerilmesinin Milli Eğitimde soruşturma konusu yapılmasıydı. Öyle üzerinden atlayacağımız bir konu değil; bu açıkça, dil uzmanı bir edebiyat profesörünü edebiyat dersine almamaktır.

Erdoğan devletinde bu tür yasaklamalar merkezden, yani doğrudan Bakanlık tarafından yayımlanan genelgelerle yapılmıyor. Hatta politikacılar, politik ağızla konuşan bürokratlar her yazarı, her yapıtı değerli bulduklarını söylüyorlar. Fakat onların devlet, din, millet, ahlak anlayışlarına uygun bulunmayan hiçbir şey nedense aşağıda itibar görmüyor. Haberden de anlaşıldığı gibi yerel eğitim yöneticileri kraldan çok kralcı gibi davranıp “dinimizden, mezhebimizden” olmayanı edebiyat, sanat saymıyor.

MEB açıkça, öğrencilerin farklı kültürel kaynaklara yönelmesini çavuşları eliyle engellemeye çalışıyor. Aslında Bakanlığın bu niyeti “100 Temel Eser” uygulamasıyla kendini belli etmişti: İlk ve ortaöğretimde okutulması önerilen 100’er kitap kelimenin tam anlamıyla kültür kitabı seçiminin merkezden belirlenmesidir. Bir sürü “demokrat aydın”ın imzasıyla seçilen ve adına “100 Temel Eser” denilen proje, farklı kültürel kaynaklara erişimin okullarda kontrol altına alınmasına hizmet ediyor. Proje aşağıda, yani okullarda, başka kitaplar okunmamalı şeklinde uygulandı. Farklı, hele hele muhalif yazarlara yönelenler ise çeşitli yöntemlerle baskı altına alınmaya çalışılıyor. Ne yazık ki bu faşist heveslere gerekli tepki bir türlü zamanında gösterilemiyor.

Yorumlar