Başkent’te 3 bin 60 çocuk neden okulda değil? Eğitim Bakanlığı; İçişleri, Dışişleri, Sağlık ve Çalışma bakanlıklarıyla yaptığı protokolle okul çağında olup da okula gidemeyen öğrencileri sisteme dahil etmeye çalışacak(mış). Nimet Çubukçu, çocukların eğitim sürecinin dışında kalmasını, yoksulluğun da içinde bulunduğu bir dizi nedene dayandırıyor. Fakat çözümü Hilton otelinde düzenlenen imza töreninde arıyor. Paran varsa neden olmasın! Milli Eğitim Bakanı, zorunlu öğrenim yaşındaki çocukların okul dışında kalmasını üç nedene bağlamış: Nimet Çubukçu’ya göre birinci ve en önemli neden, bu durumdaki çocukların nüfus kaydının olmaması ve ailenin adres kayıt sisteminde görülmemesi. Ekonomik neden ikinci sırada. Bakana göre bunları çocukların çalıştırılması, özürlülük, diğer ekonomik ve sosyal nedenler izliyor. Sabah gazetesi Bakanlığın bu girişimini haberleştirirken Bakanın “diğer” dediği nedeni “geleneksel nedenler” olarak tercüme etmiş. Mevzuata göre ikamet ve nüfus kaydının olmaması bir öğrencinin okula kaydedilmesi önünde engel teşkil etmiyor. Başbakanın söylemine göre ekonomi (çocukların çalıştırılması da ekonomiyle ilgili) de okul dışında kalmanın nedeni sayılamaz. Öğrencilerin okul giderini karşılıyor ya… Geriye kalıyor “geleneksel” denen sosyal, siyasal ve kültürel nedenler. Bundan dolayı Bakanın önemsemediği “geleneksel” neden üzerinde durmak istiyorum. Çünkü AKP, iktidara geldiğinde ilk iş olarak velinin çocuğunu okula gönderme zorunluluğunu ortadan kaldırarak geleneksel diye adlandırılan fiziksel gelişim ve dini gerekçelerle kızların okula gönderilmemesini meşru hale getirdi. Hükümet bunu, 2003’te İlköğretim Temel Kanunu’nda velinin yükümlülüğünü vazifeye çevirerek yaptı. Uygulanmasa da caydırıcılık bakımından anlam ifade eden hapis cezası yerine para cezası getirildi. Aynı zamanda kayıtlı öğrencilerin devamsızlık süreleri de (Kuran kurslarına devam edenler için) uzatılmıştı. O tarihte yapılan bu değişiklikler “geleneksel” denen gerekçelerin cesaretlendirilmesi olarak yorumlanmış; çocuğunu okula göndermeyen veliye yaptırım uygulanması gerektiği uyarısı yapılmıştı. Özet olarak söylemek gerekirse veliyi yükümlü kılmayan hiçbir önlem istenilen sonucu sağlamaz. İmzalanan protokolle beş bakanlığa bağlı on altı kuruma verilen görev kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm. Sadece Ankara’da henüz eğitim sistemine dahil edilememiş 3 bin 60 çocuk tespit edilmiş; Başkent için bu, ortalama üç kapalı okul demek. Eğer bu bir sorunsa veliye, “İstersen çocuğunu okula göndermeyebilirsin” anlamına gelen değişiklikler yapmadan önce düşünmek gerekirdi. |
2335 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |